X
Dizde Kıkırdak Problemleri

Dizde Kıkırdak Problemleri

ABONE OL
13 Ocak 2021 15:49
Dizde Kıkırdak Problemleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Dizde Kıkırdak Sorunları

Eklem kıkırdağı sert ve elastik bir örtü biçimindedir ve eklem yapan kemik uçlarını kaplar. Böylece eklem hareketi sırasında oluşan sürtünme en aza iner.

Eklem kıkırdağı travma veya aşırı kullanıma bağlı olarak zarar görürse vücudun diğer dokuları gibi hızlı ve tam olarak iyileşemez. Hasarlanan kıkırdağın altındaki kemik ortaya çıkar ve eklemin diğer tarafına direkt temas eder. Bu da ağrı ve hareket kısıtlılığı ortaya çıkar.

Gelişen teknoloji ve biyolojik mühendislik, diz eklem kıkırdağı hasarlı insanlar için umut kaynağı olmuştur. Artık değişik teknikler ile hastaların kendi hücre ve dokuları kullanılarak ağırlık binen yüzlerdeki kıkırdağın onarımı mümkün olmaktadır. Bu teknikler şunlardır;

1-Mikrokırık

Tamamen artroskopik olarak yapılabilen bir işlemdir. 3 cm altındaki alanlarda etkilidir.

Hasarlı kıkırdak doku tamamen temizlenerek canlı kemik dokusu ortaya çıkarılır. Bu bölgelere özel cihazlar kullanarak küçük delikler açılır. Açılan deliklerden kemik iliğindeki kök hücreleri gelir. Bu hücreler bulunduğu bölgenin özelliği nedeniyle kıkırdak benzeri bir yapıya dönüşür. Hasta ameliyat sonrası dizini rahatça bükebilir. Fakat yeni dokunun oluşması için 6-8 hasta boyunca yük vermemek gerekir. Bu süre boyunca koltuk değneği kullanmak gerekir. Sonrasında 6 hafta kadar yoğun bir fizik tedavi gereksinimi vardır. Başarı oranı % 80’lerin üzerindedir.

2-Osteokondral greftleme (mozaikplasti)

2 cm altındaki kıkırdak hastalıklarında derece etkililidir. Ameliyat 3-4 cm’lik kesiden yapılır. Dizin yük taşımayan sağlam bölgesinden özel aletlerle üstü kıkırdak ile kaplı kemik silindirleri çıkarıldıktan sonra hasarlı bölgelere mozaik biçiminde döşenir. Hasta ameliyat sonrası dizini rahatça bükebilir. Fakat yeni dokunun oluşması için 6-8 hasta boyunca yük vermemek gerekir. Sonrasında 6 hafta kadar yoğun bir fizik tedavi gereksinimi vardır. Başarı oranı % 80 civarındadır.

3-Kıkırdak hücre nakli

Bu teknik, yaşlı ve diğer kireçlenme bulguları olan kişilerde uygulanmazken, genç ve yaralanma sonrası kıkırdak problemi olan hastalar için iyi bir seçenektir. Kıkırdak hücreleri yapısal olarak en üst düzeyde olgunlaşmış hücrelerdir. Bu nedenle kendileri çoğalamazlar. Yeni kıkırdak hücresi çoğaltılması için genetik labaratuarlarında bir dizi genetik işlem ve kültürde çoğaltma işlemi gerekmektedir. İki aşamalı bir cerrahi bir işlem gereklidir.

İlk aşamada sağlıklı kıkırdak hücreleri diz ekleminin ağırlık taşımayan bölgelerden toplanır. Toplanan kıkırdak hücreleri genetik bir işlem sonrası 15 gün kültüre edilerek üretilir. Hazırlanan hücreler, ikinci operasyonda diz kıkırdağında ki hasarlı bölge üzerine dikilmiş bir zarın altına enjekte edilirler. Bu hücrelerden orjinal kıkırdak dokusuna çok yakın kıkırdak dokusu gelişir.

Vakaların yaklaşık %70-80 iyileşme sağlanır.  Ancak nakil bölgesinin alanı çok geniş olmamalıdır. Daha geniş alanlar için allogreftler daha avantajlıdır.

4-Kıkırdak ve Menisküs Allogrefti uygulamaları

Kıkırdak hasarlanmalarının geniş olduğu genç hastalarda tercih edilir. Bu teknikte uygun kadavranın tespiti için MRG veya tomografik ölçüm yapılır. Bu yöntemde dizin hasarlı bölümü tamamen çıkarılarak kadavradan alınan kemik-kıkırdak nakli ile yeni ve sağlıklı bir eklem yüzeyi oluşturulur. Kadavralardan alınan allgreftle  iyi sonuçlar elde edilmektedir.

5-Kök hücre uygulaması

Kemik iliğinden alınan kök hücreler işleme tabi tutulduktan sonra ekleme enjekte edilir. Bu yöntemle de başarılı sonuçlar bildirilmektedir.

6-Glukozamin ve kondroitin preparatları

Kıkırdak kaybının ileri derecede olmadığı durumlarda ağrıyı azaltmak ve kıkırdak onarımı üzerinde yararlı etkileri gözlenmektedir.

7-Platelet Rich Plazma (PRP)

Hastanın kolundan alınan kanının santrifüj cihazında işleme tabi tutulması elde edilen trombositten zengin plazmanın dize enjekte edilemesi işlmedir. İşlem sırasında ağrı olabilektedir. İki hafta ara ile 2 veya 3 seans halinde yapılabilmektedir. Genellikle ağrıyı 6-12 ay süreyle azalttığı gözlenmektedir.

  1. NOT:Telefon uygulama linki: bit.ly/2ZQHk
  2. YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN

YAZAN: Doc. Dr. İbrahim Azboy

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP