X
ORTA VE UZUN MESAFE Koşuları

ORTA VE UZUN MESAFE Koşuları

ABONE OL
11 Kasım 2020 23:40
ORTA VE UZUN MESAFE Koşuları
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Orta mesafe koşuları

1-800 m.

2-1500 m. koşusu
800 m koşusu 400 m lik sahanın atrafında tam iki tur koşolur.sporcu koşuya yüksek çıkışla ( ayaktan çıkış) başlar. Sporcu 800 metreyi koşarken taktiksel olarak koşmalı, sürat ve dayanıklılık önemlidir.  800 m koşucusu koşusuu gerçekleştirirken yumuşak ve büyük adımlarke koşarken nefesini

1500 m koşusu: Bu koşu kuvvetli, dayanıklı ve süratlı koşucuların koşabileceği bir yarıştır.  1500 m. koşucularının kendi vücudu ahenkli ve uyumlu olmalı, ayakların tabanı ile basarak koşmalı, nefes alma ritmi düzgün olmalıdır. Bilinen temposunu değiştirmeden korumalı,

Uzun mesafe koşuları mesafelerine göre üçe ayrılır:

1- 3000 m.

2- 5000 m.

3- 10000 m. Koşusu
3000 m koşusu: Sporcu 400 m lik  atletizm sahasının etrafından 7.5 tur koşar. Çıkışı 800 m de olduğu gibi yüksek çıkışla (ayaktan) gerçekleştirir. Dayanıklılık ve nefes kontrulu önemlidir. Sakin bir koşu gerçekleştiren sporcu yarışmanın sonlarına doğru hızını artırır.

5000 m koşusu: : Sporcu 400 m lik  atletizm sahasının etrafından 12.5 tur atar

 10000 m. Koşusu: Sporcu 400 m lik  atletizm sahasının etrafından 25 tur atar

Not: uzun mesafeli kosularda en başta koşan kişi kendisinden sonra gelen sporcuları 400 m lin saha içinde geçerse o sporcuya tur bindirmiş olur

YOL YARIŞLARI

a) Maraton: Atletizmde en uzun mesafeli (42.195 m.), sert tabanlı yollarda koşulur. gidiş dönüş olarak yapılan mukavemet koşusudur. İlk kez 1896’da düzenlenen Atina Olimpiyat Oyunları’nda koşuldu. UluslaRarası Amatör Atletizm Federasyonu 1992 yılından itibaren 21.100 m.’de Yarı Maraton Dünya Şampiyonası düzenlemeye başladı.

Maraton koşularında yalnız bacaklar ve kollar değil, karın kasları dahil vücudun bütün kasları hareket eder. Maraton koşularında tek yönlüde koşulabilir

Mesafeler kilometre ve mil olarak yol boyunca gösterilir. Her 5 km.’ye yerleştirilen resmi yiyecek – içecek merkezlerinde atletlerin istedikleri yiyecekler ve içecekler bulundurulur. Bir maraton koşucusu koşu sırasında 3000 kalori kadar enerji harcar.
b) Yürüyüş: Bir spor dalı olarak yürüyüş, adımların zeminle temasını kaybetmeden hızla ilerlemeye dayanan, Olimpiyat Oyunları’nda yer alan, hafif atletizm dalında bir spordur. Yürümek ile yürüyüşü birbirine karıştırmamak gerekir. Yürüyüş başlı başına bir spor olup, kuralları, tekniği ve taktiği olan, karın adelelerinin yardımıyla ayaklar ve bacaklarla yapılan, kollarla dengelendirilen bir ilerleme hareketidir. Yürüyüş sporu ilk kez 1867 yılında İngiltere’de yapılmış, 1908 yılında 16.090 m. olan mesafe daha sonra 10 km.’ye inmiştir. 1948 yılında ise pistte 10 km., yolda 50 km. olarak belirlenmiştir. 1956 yılından itibaren de yarışmalar bu mesafede yapılmaktadır.

Türkiye’de 1940 yılında Robert Koleji’nde yapılan atletizm yarışmalarında, 1500 m yürüyüş yarışması yer almasına rağmen, ilk resmi yarışmalar 1952 yılında İstanbul’da yapılmaya başladı. İlk yürüyüş yarışması 10 km. üzerinden Fenerbahçe Stadı’nda yapıldı. Bu yarışmalarda yer alan ilk Türk atletleri Selahattin Yıldız, Vartan Avukyan ve Isak Franco’dur.

Gerek pistte ve gerekse yollarda yapılan yürüyüş sporunda ayaklar, zeminle temasını kaybetmemeli, öne doğru atılan ayak topuğu, diğer ayak yerden kalkmadan yere temas etmelidir. Önce zemine ayak topuğu, sonra taban, sonra da ayak değer. Bu da ayakların kalçadan haraket ettirilemsi ile mümkün olur.

Yürüyüş sporu yapanların giydikleri ayakkabılar, zorlanmaya dayanıklı ve hafif olmalıdır. Ayakkabı bantlarının mafsalları koruyacak şekilde ve ökçeye doğru kama şeklinde bir artımı vardır. Taban kalınlığı 13 mm.’yi geçemez. Topuk ise tabandan 13 mm. daha yüksek olabilir. Yürüyüşçüler genellikle beyaz güneş şapkaları ve güneş ışınlarını yansıtan açık giysiler kullanırlar. Kalın çorap giyerler.

Yürüyüş yapanların bacak ve baldır kasları çok gelişir. Bu spor kan dolaşımını hızlandırır, adaleleri geliştirip iç organların çalışmasını düzene sokar.

Yürüyüş yarışmalarında da koşularda olduğu gibi adım uzunluğu ve saniyedeki adım sayısı çok önemlidir. Diğer önemli noktalar; ayakların düz bir hat üzerinde hareket etmesi bacakların temposudur.

Yürüyüşte iki stil vardır. Birincisi Avrupa Stili olup, atletler çok kuvvetli kol hareketi içeren bir stil uygular. İkincisi de Meksika Stili olup, atlet baş, omuz ve gövdesini sallayarak yürür.

Yollar üzerinde yapılan yürüyüş yarışmalarında yarışmacıların güvenliği sağlanmalıdır. Yarışmalarda 5 km. aralıklarla içecek istasyonları bulunur.

Organizatör ya da atletlerin kendi sağladıkları bu içecek- yiyecekler, atletlerin kolayca bulabileceği ve ellerine verilecek biçimde yerleştirilir. 20 km.’den sonra yalnız su sağlayan istasyonlar vardır.

Yürüyüş yarışları hem pistte hem de yolda yapılabilir. Olimpiyat Oyunları’nda yer alan yürüyüş yarışmaları 20 ile 50 km. üzerinden yapılır. 50 km. olan yarış, maratondan 8 km. daha uzun olup, en uzun mesafe yarışıdır. Bayanlar 10 km. üzerinden yürüyüş yarışmalarına katılırlar.

Dünya Kupası için IAAF’ın belirlediği yürüyüş yarışması, erkekler için “Lugono Kupası” ve bayanlar için “Lochboin Kupası”dır.Yarışmalarda yarışmacının yürüyüş biçimini, yarışın herhangi bir anında kurallara uyup uymadığını kontrol etmekle görevli, her atlet için birisi lider olmak üzere üçer hakem bulunur.

c) Kır Koşuşu: Kırsal alanlarda inişli-çıkışlı toprak üzerinde yapılan uzun mesafe koşusudur. Kros olarak da bilinir.

Kır koşuları, bireysel yarışlar ve takım yarışları biçiminde yapılır. Takım koşularında her takım 6-9 sporcudan oluşur. Bu takım yarışlarında kaç sporcunun puanlarının değerlendireceği önceden belirlenir. Belirlenen sayıda en az kötü puanı alan takım, yarışı kazanır. Kır koşularının bir değişik türü de bayraklı kır koşusudur. Bu yarışlarda bayrak yerine koşucu, koşacak olanın eline dokunur.
Kır koşularında koşu yönünün sol tarafından kırmızı, sağ tarafına beyaz flama dizilir. Gerekli noktalarda kontrol için hakem bulundurulur. Yarış sonunda çit veya iple belirlenen ve tüm koşucuların teker teker geçebileceği, huni biçiminde bir finiş tüneli vardır. Tüm yarışmacılar bu tünelden geçerken, hakemler tarafından numaralanarak bitirme dereceleri yazılır.

d) Yol Koşusu: Kır koşularının değişik bir türü olup, şehir içindeki ana cadde ve sokaklarda koşulur. Türkiye’de ilk kez 1922 yılında Fatih ile Harbiye arasında koşuldu. Şehir trafiğinin yoğunlaşması bu koşulara olan ilgiyi azaltmasına karşın, Ankara’da yapılan 2000 yılında 65’incisi. düzenlenen “Büyük Atatürk Koşusu”, 10 bin 500 m.’lik bir sokak koşusu olarak yapılmaya devam etmektedir. Ayrıca Hürriyet gazetesi tarafından düzenlenen “Dedeler Yarışı” da, 1980 yılından beri bir sokak koşusu olarak sürdürülmektedir. (50-55, 56-60, 61-65 ve 66 ve daha üstü yaş gruplarında). Bir diğer sokak yarışı da Asya – Avrupa Maratonu ile yapılan halk koşusudur.

BİRLEŞİK YARIŞLAR:

Bir diğer adı da Kombine Yarışlar olan bu yarışlar, koşma, atma ve atlamalardan meydana gelir. MÖ. 8. yy.’dan itibaren atletizm müsabakalarında yer almaya başlamış olup, önceleri beş dalda yapılırken, sonraları İskandinav ülkelerinin öncülüğü ile 10 dalda yapılmaya başlandı. Birleşik yarışlar dekatlon ve heptatlon diye ikiye ayrılır. Günümüzde dekatlon ve heptatlon yarışmaları bir bütün olarak görülmektedir. Atletlerin iki gün süren bu yarışmalara bedensel ve ruhsal yönden çok iyi hazırlanmaları gerekir. Birleşik yarışlar ikiye ayrılır. Buna 1981 yılından beri koşulmayan pentatlonu da bilgi sahibi olmak amacıyla ekleyebiliriz.

a) Dekatlon (Onlu yarışma / erkekler)

b) Heptatlon (Yedili yarışma / bayanlar)

a) Dekatlon (Onlu Yarışma): Sürat, kuvvet, ve beceri isteyen karışık yarışmalardır. İlk kez 1884 yılında Amerika’da uygulandı.

Dekatlon, erkekler arasında yapılan on yarışma dalından oluşan birleşik yarışlardır. İki gün süren bu yarışmalarda birinci gün; 100 m., uzun atlama, gülle atma, yüksek atlama ve 400 m. koşulur. İkinci gün; 110 m. engelli, disk atma, sırıkla atlama, cirit atma ve 1500 m. koşulur.

Bir de 5 yarışma dalından oluşan (uzun atlama, cirit atma, 200 m., disk atma ve 1500 m.) ve bir günde yapılan beşli yarışmalar vardır.

Atletizmin programında olduğu gibi, hiçbir atletin bu kadar sıkı, yorucu ve uzun süre antreman uygulaması gereken spor dalı yoktur. İyi bir dekatloncunun on yarışma dalında da dengeli bir ortalama tutturması; oyun süresince yetenekli, kararlı ve adele yönünden hazır olmasına bağlıdır.

Dekatlon atletleri çeşitli koşu, atma ve atlama ayakkabıları vardır

Yarışlar listedeki düzene göre yapılır. Herhangi bir yarışa girmeyen bir yarışmacı, yarışı bütünüyle bırakmış sayılıp elenir. Pist yarışlarında da üç hatalı çıkış elenme nedenidir. Her alan yarışında yarışmacının üç hakkı vardır.

 IAAF’ın (uluslararası atletizm federasyonu) belirlediği tabloya göre puanlama yapılır. Puanlar, atletin koştuğu dereceye, atladığı yüksekliğe, atma ve atlama uzunluğuna göre verilir. En çok puan toplayan atlet yarışmaların birincisi olur. Puanların eşit olması durumundan, branşların çoğunda, en yüksek puanı alan atlet birinci gelir. Eşitlik yine bozulmazsa, bireysel branştaki en yüksek puana bakılır.

b) Heptatlon (Yedili Yarışma): Dekatlon gibi sürat, kuvvet ve beceri isteyen, bayanlar arasında yapılan ve yedi daldan oluşan kombine yarışmalardır. Bugüne kadar yarışma sayıları, türleri ve sıraları çeşitli değişikliklere uğradı.Atletizmin en zor branşlarından biri olan heptatlon, yurdumuzda henüz tam anlamıyla yapılamamaktadır. Bu zor sporda atlet olmamasının yanısıra, atletizm salonunun olmaması da önemli bir etkendir.

Yedi yarışma dalından oluşan heptatlon yarışmalarında birinci gün; 100 m. engelli, gülle atma, yüksek atlama ve 200 m. koşulur. İkinci gün; uzun atlama, cirit atma ve 800 m. koşuları yapılır. Kurallar ve derece ölçümleri dekatlonda olduğu gibi IAAF tarafından belirlenmiştir.

  1. NOT:Telefon uygulama linki: bit.ly/2ZQHkYr

En az 10 karakter gerekli
Tüm Yorumlar (4)


HIZLI YORUM YAP